BAROK DÖNEMİNİN ÖLÜMSÜZLEŞME ÇABASI

Mağara duvarlarına resmettiği imgelerle başlayan insanın ölümsüzleşme çabası, binlerce yıllar büyüyüp, derinleşerek "sanat" olgusunu oluşturdu ve bu ölümsüzlük Dünyanın en sevilen portrelerinden biri olan ve 'Hollanda'nın Mona Lisa'sı olarak tanımlanan, Felemenkli ressam Jan arzusunun en müthiş kazanımı oldu. Vermeer'in 'İnci Küpeli Kız' adlı ünlü portresi, hala büyük bir gizem taşımaktadır. yapıldı? Bize bakarken aklından neler Antik çağda başlayan bu süreç, doğadaki her Portredeki model kimdi ve neden resmi çeşit güzelliği ve korkuyu betimleme arzusuyla, sanattaki güzelliği üstün kıldı. Sanat, dehanın ve insan aklının ürünü olduğu halde öyle güzelleşti ki, neredeyse doğanın güzelliğine kafa tutabilecek duruma geldi. geçiyor? O iri gözleri ve esrarlı gülümsemesi masum mu yoksa baştan çıkarıcı mı? Ve neden inci bir küpe takıyor? Yorum izleyicilerin sezgisine bırakılmış, yalın ancak derinlikli bir eserdir. Birbirinin üzerinde yükselen, bir öncekinin içinden doğan sanatsal süreçlerden geçilip, 1600'lü yılların Barok dönemine gelindiğinde, tutarlı bir bütünlük içinde, sanatın nasıl da evrildiğine, şekil ve bakış değiştirdiğine tanık olursunuz. Rönesans ile klasik dönem arasını kapsamasına rağmen, barok sanat bazı eserlerin tarzı ve biçimini de tanımlar. Barok sanatın en önemli özelliği naturalizm ve idealizmin kaynaşarak bazen ihtişamlı bazen de abartılı ve gösterişli bir dünya yaratmasıdır. Barok ruhunu taşıyan en önemli ressamların başında Rembrant Harmenz Van Rijn gelir. Işığın ve rengin vurgusuyla oynamış, ışığı ve derinliği tinsel bir öge olarak kullanmıştır. Figürleri önem sırasına göre aydınlatmış, çoğunlukla karanlıktaki derinliği ve yüzlerdeki ışığı öne çıkarmıştır. The Holly Family, Danae, Gece devriyesi, David ve Uriah, Portrait of an Old Woman aynı yüz ifadeleri ve siyah zemindeki metal parlamalarla öne çıkarlar. St.Petersburg'daki Hermitage Sarayı'nın en güzel eserlerinden birisi olan "Savurgan Oğulun Dönüşü", siyahın mucidi ve ışık ile gölgenin ustası olarak tanınan Rembrant'ın en muhteşem eserlerinden biridir. Sadece onu görmek için Hermitage'a gitmiş, her gün dakikalarca önünde dikilmiş ve yine de doyamamıştım ki, şimdi bir taklidi duvarımda asılı, her gün ilk defa görüyormuşum gibi heyecanlanıyorum. Bu eserle ilgili binlerce yorum yapılmış, tartışılmış bir sonuca bağlanamamıştır hala. Bir çok kitaba esin kaynağı olan eseri, Rembrant oğlu Titus'a adamıştır. Aristokrat bir babanın küçük oğlu, babası henüz hayatta iken, payına düşen mirası zorla istemiş, almış ve evi terketmiştir. Yıllar sonra, gezip eğlenip, paraları bitirip pişmanlıkla eve dönmüş, reddedileceğini düşündüğü halde, babası ve babasıyla yıllarca çalışıp didinen abisi tarafından sevgi ve özlemle karşılanmıştır. Affetmeyi ve affedilmeyi anlatan eserde, pişmanlık içindeki evlat, babasının dizleri önüne çökmüştür. Işık babayı ve oğlunu net bir şekilde aydınlatırken, karanlık zemin ve diğer ikincil figürler geri plandadır. Işıklı-gölge konusunu bir kişisel tarz olarak ortaya çıkaran ve yorumlayan barok sanatçı Jan Vermeer'in esas amacı nesnelere odaklanmadan duyguları ortaya çıkarmaktı. Günlük halleri, dingin bir sadelik içinde yorumlarken, koyu zemin içindeki esrarengizlik ve arzuları öne çıkarıyordu. Diğer Flamen ressam Rubens, renkli, zengin, coşkulu, canlı, güç ve kudret dolu eserler yaratarak Barok döneme imza atanlardan biridir. Aslan, kaplan gibi tasvirler ve mitolojik kahramanlarla öne çıkar. "Leukippor'un Kızlarının Kaçırılışı" son derece kıvrak ve ihtişamlı görseliyle, dönemin şaşalı ve parıldayan yapısına çok uygun bir eserdir. Aynı dönemin diğer bir sanatçısı da İtalyan mimar ve ressam Andrea Pozzo'dur. Roma'daki Saint Ignatius'un kubbesindeki tavan freskoları şahane ötesi bir derinlik ve ışık-gölge akışkanlığında, gölgelerle hareketlenen detaylarla izleyenleri büyülemektedir. İsmini doğduğu kasabadan alan Caravaggio da, ışık- gölge tekniğini benimseyen Barok Dönemi'nin en ünlü ressamlarından olmasına rağmen, teknik olarak sade, yalın ve gösterişten uzak kalmayı tercih etti. Fantastik ve tuhaf yaklaşımlarını realistik bir çizgiyle yansıttı eserlerine. Bir yandan resim sanatında devrim yaratan, öte yandan, bir oyun sırasında sinirlenip rakibini öldüren, kariyerinin zirvesinde Malta'ya sürülen, sürekli kavgalara karışan ve ciddi şekilde yaralanan, kurallara daima karşı çıkan ve adaletten kaçan ilginç bir adamdır bu Caravaggio. Malta'dan da kovulan ressam, orada burada gezgin bir yaşam sürdü. Bundan 400 yıl önce ölen ressamın Toskana'daki kalıntılarını keşfeden araştırmacılar, Caravaggio'nun kısa ve trajik yaşamının resim sanatı uğruna sonlanmış olabileceğini ortaya çıkardılar. Onu öldürmeye yetecek kadar fazla miktarda bulunan kurşun kalıntılarından, çok dağınık bir şekilde çalıştığı düşünülen ressamın boyalarında kullandığı yoğun kurşundan zehirlendiği, hatta bu yoğun kurşunun depresyon, ağrı ve karekter değişimine neden olduğu düşünülüyor şimdilerde.. "Meryem" çiziminde kullandığı modelin gerçek fahişe olduğu duyulduktan sonra, kilisenin onayını kaybetti ve dini otoritelerin ciddi ciddi tepkisini çekti. "Goliath'ın Kafasıyla David" ve "Holofornes'in Kafasını Kesen Judith" tüylerimi diken diken eden, inanılmaz haz aldığım eserlerinden sadece ikisi. Roma'nın ve Barok sanatın diğer önemli figürlerinden birisi de, mimar, ressam ve heykeltraş olan Lorenzo Bernini'dir. Roma'daki " Dört Irmak çeşmesi" ve Santa Maria Della Vittoria Kilisesi'nin girişinde yer alan "Azize Theresa" en önemli eserleri arasında yer alır. Kilisenin merkezindeki bir şapel'de yer alan Azize Theresa, dinsel ve ruhani bir coşkunun doruklarında bayılmak üzereyken, ilahi ışıkla nurlanır. Mermerden oyulduğuna inanmak öyle zordur ki, azizenin yüzündeki huşu ve ifade, kumaşların hareketi, detayların ince dokunuşu neredeyse gerçekmiş izlenimi verir insana. Ispanya'nın dünyaya armağan ettiği Barok ressam Diego Velasquez ise, sarayın hizmetinde maaşla çalışan, İspanya ve Portekiz kralı IV. Felipe'nin himayesinde sanatını sürdürüyordu. 19. yüzyılın Fransız Avant Garde resmini etkileyecekti yıllar sonra. Hırçın, deneysel, araştırıcı, baştan çıkarıcı bir tekniğe sahipti ve doğaçlama tekniğini sıklıkla kullanan bir ressamdı. "Las Menias-Nedimeler" de sarayın ihtişamlı hayatını anlatırken, mücevherlerin parlamalarında kullandığı teknik ve ustalıkla, kumaşların zarafetinin ve şaşasının, kıvrımların detaylarına kadar ayrıntılı ve derinliği sanat ve resim dünyasında çok konuşuldu ve konuşulmaya da devam edecek gibi görünüyor. 1789 Fransız Devrimi ile dünya değişime girerken, sanattaki yapı ve algıda yeniden şekillenmeye başlayacaktı artık. Kilisenin reforma zorlanması, monarşinin yıkılması ve saray baskısının ortadan kalkması toplumları değişime zorlarken, sanatı da etkilemeye başlamıştı. Devrim yöneticilerinden Marat'ın genç bir kadın tarafından banyoda katledilmesi, Marat'ın yakın arkadaşı ve devrim hükümetinin resmi sanatçısı, ressam Jaquess-Luis David'in "Marat'ın Ölümü" adlı ünlü eserini resmetmesine neden oldu. Konunun dramını yansıtmak ve canını feda edişini resmetmek adına, kas ve sinirlerle öyle bir oynadı ki, ışığı ve gölgeyi kullanarak bir kahramanı betimlediğini ilk bakışta görebilirsiniz.

uyanış aydınlanma mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes mukaddes mukaddes ruhsal rehber kolektif bilinç farkındalık hazartandoğan hakanyedican hakanyılmazçebi abdullahcanıtez bülentgardiyanoğlu ozanpartal sevildeniz cananbekdik cenksabuncuoğlu Bülent Gardiyanoğlu Çağrı Dörter Deniz Egece Zehirli Mikrofon Halil Ata Bıçakçı Erhan Kolbaşı Hasan Hüsnü Eren Prof. Dr. Gazi Özdemir Anette Inserberg Hakan Yedican Ferhat Atik Mustafa Kurnaz Kubilay Aktaş Hazar Tandoğan Alişan Kapaklıkaya Canten Kaya Şanal Günseli Haluk Özdil Binnur Duman Tuna Tüner Eray Hacıosmanoğlu Serpil Ciritci İlhan Berat Yılmam Teoman Karadağ Dr. Ramazan Kurtoğlu Abdullah Çiftçi Abdullah Canıtez Lemurya MU