Sparta kralı Menelaos’un dünyalar güzeli karısı Helena ve İlion kralı Priamos’un oğlu Paris’in ölümsüz aşkı yüzünden çıkan Truva savaşı ile Ege denizinin sağlı sollu kıyılarında yaşayan yüzlerce kahraman yiğitçe savaştı, binlerce savaşçı öldü, destanlar yazıldı ve tarihte derin izler bıraktı. Anadolu Truva savaşından sonra hiç bir zaman eskisi gibi olmadı. İlion şehri yakıp yıkıldı, harabeye döndü. Paris öldürüldü, Helen zorla ülkesine geri götürüldü…

Truva kahramanlarından biri olan Odysseus vatanı olan İthaka adasına ve güzel karısı, en büyük aşkı Penelope’ye kavuşuncaya kadar, tam on sene, oradan oraya sürüklendi durdu. Başından bir sürü macera geçti, onlarca güzel kadın ve sirenlerin tuzaklarına rağmen Penelope’ye sadık kaldı. Penelope ise, kocası savaştayken kendisiyle evlenmek isteyen bütün erkekleri yıllarca oyaladı, her gece söküp gündüz yeniden ördüğü bir tülü bitirmeden evlenmeyeceğini söyledi. Çünkü kocasının Truva’da öldüğü ve dönmeyeceği söyleniyordu, on yıl sonra dönen Odysseus’u, kendisi için düzenlenen yarışmada attığı oktan tanıdı…

Kimi aşklar tarih yazar, kimi de unutulup gider. Ama bütün aşklarda kahramanlıklar ve delilikler vardır. Hepsinin ortak yanı melankolik oluşu ve pathos( çılgınlık)dur.

İrlanda prensesi İsolde, denizden sahile vuran Tristan’ı iyileştirir. İyileşen Tristan ülkesine geri döner ve dayısı Kral Mark’a onu iyileştiren kızdan bahseder. Kral Mark’da evlenmek istiyordur ve yerine veliahd olarak Tristan’ı bırakacaktır. Tristan, dayısı için İsolde’u getirmeye İrlanda’ya gider ve bir dolu maceradan sonra onu alıp dayısına getirir ve düğün yapılır. Ne var ki yola çıkarken annesi kraliçe ona tılsımlı bir şerbet vermiştir, bu şerbetten içenler birbirlerine çılgınca aşık olacak ve yaşamlarının sonuna kadar birbirlerine sadık kalacaklardır. Kraliçenin gelinle damat için hazırladığı bu tılsımlı şerbeti bilmeyerek içen Tristan’la İsolde birbirlerine çılgınca aşık olmuşlardır. Tristan ve İsolde gizli gizli ormanın derinliklerinde buluşmaya başlarlar. Yazdıkları aşk mektuplarını ırmakla gönderirler birbirlerine. Orman cücesi bunları görür ve krala söyler. Kral da yiğeni Tristan’ın yakalanıp asılmasını buyurur. İsolde ve Tristan kaçmak zorunda kalırlar. Peşlerinden giden Kral Mark, onların aralarında bir kılıç olduğu halde ormanda uyuduklarını görerek acır ve onları bağışlar. ( Bu şövalyelik geleneğinde kardeşçe uyumanın kanıtıdır)

Tristan Britanya’ya gidip başka bir kızla evlenir. Kızın erkek kardeşi Kaherdin Tristan’ın iyi arkadaşıdır. İkisinin birlikte katıldığı bir savaşta Tristan zehirli okla ölümcül yaralanır, ölmek üzeredir. Daha öncede aynı şekilde yaralandığında, onun hayatını kurtaran İsolde’den başkası onu kurtaramayacaktır. Kaherdin ona İsolde’u getirmeyi vadeder. Sevgilisini getiriyorsa beyaz yelken, getirmeyi başaramamışsa kara yelken açacaktır. Bu konuşmayı gizlice dinleyen Tristan’ın karısı ak yelkenli gemiyi görür görmez ölüm döşeğinde bulunan Tristan’a koşar ve kara yelkenli bir geminin gelmekte olduğunu söyler. Umutsuz Tristan ölür. Sevgilisinin ölmüş olduğunu gören İsolde da acısından ölür. Bütün bu olup bitenlerin, bilmeyerek içilen bir tılsımlı şerbet yüzünden olup bittiğini öğrenen Kral Mark iki sevgiliyi bağışlamıştır…

Sebebi ne olursa olsun ister tılsımlı bir iksir, ister acıklı ve aşkın bir hikaye. Hatta schopenhauer’ ın “Aşkın metafiziği”nde anlattığı gibi; Aşk’ın soyun devami icin uygun genlere sahip insanlara doğa tarafından oynanan bir oyun olduğunu, uğrunda her tür çileye göğüs gerilip savaşlar verilen, herseyden vazgeçen insanın, nihai hedef olan çocuğun üretiminden sonra pek bir romantizminin kalmayacağını. İlahi düzenin insanlara ” doğurun! Çoğalın!” demek yerine, aşk’ı bir tuzak olarak kullandığını iddia etmesine rağmen. Her ne sebeple olursa olsun AŞK bir gerçekliktir ve yadsınamaz. Bu Yunus’un aşkı gibi yaradana duyulan aşk da olsa, Mevlana’yla Şems gibi dosta duyulan aşk da olsa, Romeo ve juliette gibi imkansız da olsa bir gerçekliktir…

Keşke bütün aşklar Ferhat dağları delip geçtikten sonra da devam etse. Masal burada bitmese…

Mukaddes Pekin Başdil

Araştırmacı-Yazar

Kaynak: Denizli Haber

uyanış aydınlanma mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes mukaddes mukaddes ruhsal rehber kolektif bilinç farkındalık hazartandoğan hakanyedican hakanyılmazçebi abdullahcanıtez bülentgardiyanoğlu ozanpartal sevildeniz cananbekdik cenksabuncuoğlu Bülent Gardiyanoğlu Çağrı Dörter Deniz Egece Zehirli Mikrofon Halil Ata Bıçakçı Erhan Kolbaşı Hasan Hüsnü Eren Prof. Dr. Gazi Özdemir Anette Inserberg Hakan Yedican Ferhat Atik Mustafa Kurnaz Kubilay Aktaş Hazar Tandoğan Alişan Kapaklıkaya Canten Kaya Şanal Günseli Haluk Özdil Binnur Duman Tuna Tüner Eray Hacıosmanoğlu Serpil Ciritci İlhan Berat Yılmam Teoman Karadağ Dr. Ramazan Kurtoğlu Abdullah Çiftçi Abdullah Canıtez Lemurya MU