Evren ilahi olarak bolluk ve bereket sistemine göre uyarlanmıştır. Evren evrimsel olarak hep daha iyiye, güzele ve çok olana, çokluğa ve bolluğa doğru ilerler. Öyle olmasa orman olmazdı sadece ağaç olurdu, öyle olmasa erik ağacında bir tane erik olurdu. Sahildeki kumları, deli gibi akan dereleri, gökteki yıldızları düşünün, hepsi bol miktarda var. Milyonlarca insan, hayvan çeşidi ve bitki örtüsü var yeryüzünde ve binlerce de galaksi var. İnsanın yoksunluk ve yoksulluk için, çok çaba sarf etmesi gerekir.

Zenginlik ve bolluğu herkes ister. Herkes zengin olmak ister. Bir taraftan iç sesi onlarca defa bunu reddeder ya da inanmaz. Öncelikle insanın zenginliği ve bolluğu hak ettiğine inanması ve yokluk bilincinden varlık bilincine geçmesi gerekir.

Lüks bir ev istersiniz bilinçli olarak. Bilinçaltı konuşur: ” Yok canım nerdeeee!” Sonra yine istersiniz: ” Bu parayla mı? Çocuk çoluk okuyor! ” Bir gün yine toparlanıp istersiniz: ” Ya işimden kovulur da kredimi ödeyemezsem!” Bu reddetmeler siz farketmeden, uzayıp giderler.

İlk iş bunun farkındalığında olun ve her defasında farkındalık geliştirdiğinizde, zaman içinde artık:
“Belki”… Sonra da “Kesinlikle ben bu evi alırım” dediğinizde ve buna inandığınızda ancak, bir eve sahip olursunuz. Bunun nasıl ve ne zaman olacağıyla ilgilenmeyin. Bırakın ilahi destek gelsin ve bir şekilde gelir. Yeter ki siz buna inanın ve hakettiğinize inanın. Bu; ev, araba, iş, para, bolluk ve bereket için aynı şekilde işler. Evrende her şey bol miktarda var ve herkesin kullanabilmesi için HAZIR VE SINIRSIZ!

Bilinç sadece % 5’le çalışırken, bilinçaltı % 95 le çalışır. Siz sadece % 5’le bolluk isterken, % 95’lik bilinçaltınız buna inanmazsa eğer, ASLA bolluk ve bereket gelmez. Bu oran her şey için geçerli.

Başkalarındaki varlığı kıskanmayın. Aksine mutlu olun ve kutsayın. Biriktirmeyin! Biriktirmek KITLIK BİLİNCİ’dir. Evde ve iş yerinizdeki fazla olanları ya atın, ya ihtiyacı olanlara verin. Fazla kıyafetlerinizi, buzdolabında ve bakliyat dolabında uzun zamandır duranları atın, verin ya da bitirin. Fazla ev eşyalarınızı ve son bir yılda kullanmadığınız her şeyi. Atın ve yenilerine yer açın. Boşalttığınız dolapları, gardırobunuzu ve buzdolabınızı sirkeli suyla silin ve beklemiş, kirlenmiş, ağdalanmış, çökmüş enerji gitsin ve yeni temiz bir akış başlasın. Mümkün olduğunca stoklamayın. Yeni iki kıyafet aldığınızda, eskiden kalan ikisini elden çıkarın, hareket olsun. Dolapları temizlerken bir taraftan zihniniz de temizlenecek. Çok kalabalık, zihni de kalabalık yapar. Yokluğun tek sorumlusu sadece kendi zihnimiz ve düşüncelerimiz de olmayabilir. Ailemizden ya da atalarımızdan DNA kodlarımızla gelen ” YOKLUK BİLİNCİ” de olabilir. “PARA ZOR KAZANILIR” , “PARA KİRLİDİR”, “PARAM OLURSA HERKES BORÇ İSTER” , “PARAM OLURSA KİM DOST KİM DÜŞMAN ANLAYAMAM…” Bu da uzar gider. Farkındalıkla bütün bu düşünce kalıplarını ve blokajları şifalandırın. Bunun yerine : “PARA BANA AKAR” , “BEN PARAYI HAK EDİYORUM”, “HER TÜRLÜ HELAL KAYNAKTAN AKAN PARAYI HAK EDİYORUM VE SEVGİYLE KABUL EDİYORUM. ZENGİNİM VE GÜVENDEYİM” demeyi alışkanlık haline getirin ve sabah akşam tekrarlayın. Bunu en az 21 gün çalışın ve mümkünse yaşam boyu da yapmaya devam edin.

Paranızı kutsayın ve sevin. “PARAMI SAĞLIKLI VE HAYIRLI ŞEYLERDE SEVGİYLE KULLANIRIM” deyin, harcarım değil. Harcamak telef etmektir! Al Koran şöyle diyor kitabında: “Paranızı kullandığınızda kıymetini bilmeyi hiç unutmayın. Ondan ulaştığı herkesi kutsamasını isteyin, ona gidip açın karnını doyurmasını, çıplağı giydirmesini ve size milyon kere artarak geri gelmesini tembih edin. Bunu hafife almayın. Ben ciddiyim”.

Her eylemimizin bir meditasyon tadında olması ne doyum, ne keyif bir bilseniz. Bir bardak çay getiren garsona uzatılan parayla onu kutsamak, bir tabak çorba sunan lokantacıyı, ayakkabı aldığınız mağaza sahibini kutsamak ve paranızın ona katkı sağlamasını dilemek kalbinizden. Bakkala, manava ve bir şeyler satın aldığınız tüm insanlara, paranızın hayırlı ve bereketli olmasını, sağlık şifa ve bolluk bereket getirmesini dilemek sessizce. İNANIN BU SİZE

BİN KAT ARTARAK DÖNECEK.
Önce verin. Verin ve düşünmeyin o ihtiyacınız olduğunda size gelecek yolu bir şekilde bulur. Veren el daima toplayan eldir.

Verilen hediyeyi, ya da ikram edilen bir şeyi reddetmeyin mutlaka alın! Her şey sırayla gelir sırayı bozmayın ki arkadakiler gelsin. Verilen şeye ihtiyacınız yoksa ihtiyacı olana ya da sevene verin ki, şeyler sırayla aksın size ve sizden başkalarına…

Sahip olduğunuz her şeye şükredin ve size sunulan her şey için teşekkür edin. Şükretmek ve teşekkür etmek bolluğa giden kısa yoldur…

Kıtlık bilincini atın! Herkese yetecek miktarda bolluk var! Her fırsatta 3 derin nefes alın. Ve kollarınızı yanlara doğru sonuna kadar açın ve şunu haykırın içinizden: “SINIRSIZ KAYNAKTAN, SINIRSIZ YOLLARLA GELEN BOLLUĞU VE BEREKETİ KABUL EDEN VE HAK EDEN SINIRSIZ BİR VARLIĞIM”…

Mukaddes Pekin Başdil

Araştırmacı-Yazar

Kaynak: Denizli Haber

uyanış aydınlanma mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes mukaddes mukaddes ruhsal rehber kolektif bilinç farkındalık hazartandoğan hakanyedican hakanyılmazçebi abdullahcanıtez bülentgardiyanoğlu ozanpartal sevildeniz cananbekdik cenksabuncuoğlu Bülent Gardiyanoğlu Çağrı Dörter Deniz Egece Zehirli Mikrofon Halil Ata Bıçakçı Erhan Kolbaşı Hasan Hüsnü Eren Prof. Dr. Gazi Özdemir Anette Inserberg Hakan Yedican Ferhat Atik Mustafa Kurnaz Kubilay Aktaş Hazar Tandoğan Alişan Kapaklıkaya Canten Kaya Şanal Günseli Haluk Özdil Binnur Duman Tuna Tüner Eray Hacıosmanoğlu Serpil Ciritci İlhan Berat Yılmam Teoman Karadağ Dr. Ramazan Kurtoğlu Abdullah Çiftçi Abdullah Canıtez Lemurya MU