Bugün hiç fırsat bulup yaşayamadığım tatilimin son günü. Evimin taş verandasında, tahta sandalyede oturdum, sessizliği dinliyorum.

Hemen 5 metre ilerdeki ıhlamur ağacında yaşayan bir saksağan çiftinin gürültüsünden başka hiç ses yok. Anlatacak ne çok şeyleri var, çınar ağacının yapraklarının hışırtısına inat…

Akşamları dolaşan kirpiler, şimdi hiç yokmuş gibiler. Onların yerini bizim sokağın kedileri çoktan kapmış, arta kalan mamaları tırtıklıyorlar…

Henüz sabah saatleri olmasına rağmen, yüzüme değip geçen tatlı esintiyle, rüzgarlaşıveren çocukluğum geldi aklıma birden.

Sarmaşık asma yapraklarıyla bezenmiş, ahşap küpeşteli, çocukluğumun geçtiği sokaklar…

İçine hüzün sinmiş ve bir o kadar da huzur taşan arnavut kaldırımlı dar sokaklar…

At arabalarının tıkırtısının, nal seslerine karıştığı, o daracık çıkmaz sokaklar…

Beyaz badanalı, kırmızı tuğlalı, sağlı solllu uzanan pejmürde evlerin döküm kapıları önünde, başlarında beyaz yazmaları, ellerinde dantel örgüleriyle oturan şen şakrak kadınlar…

Oymalı tahta pervazlardan sarkan sümüklü oğlan çocukları.

Hemen hemen Tolstoy’un romanlarında yaşanan hikayelerin, O. Henry’nin öykülerinin bir benzerinin harmanladığı, dramatik kaderlerin yüzlerine bıraktığı izlerden habersiz, yoksulluğun dip yaptığı ama bir o kadar da güleryüzlü, güzel kalpli insanların sokakları…

At arabacısı Hakkı Amca’nın o babacan sesini duyduğumuzda oyun mekanımız olan at arabasının geldiğini anlardık. Bütün kızlar at arabasının üstünde toplanırdık, oğlanlar çember çevirip topaç döndürürken.

Kirada oturduğumuz, taş merdivenli taş evimizin, kocaman çerçeveli derin penceresinden, annem camı tıklayıp parmağını sallayana kadar oynardım arabanın üstünde.

Bakkal Ali Amca’nın kırmızı deri kaplı veresiye defterine yazdırıp aldığım, çarşı ekmeğinin ve babaannemle birlikte yaşadığımız 5 kişilik ailemize bile bir kaç gün yeten 100 gram peynirin tadına doyum olmazdı. Dört lokmada katık ettiğimiz zeytin, ya şimdiki zeytinlerden farklıydı ya da biz çok severek yerdik.

Kışın diz boyu kar yağardı o zamanlar. Sabahları okula giderken delik ayakkabılarımdan sızan ve akşama kadar kurumayan kar suyuna rağmen, pürüzsüz ve dümdüz kar yığını sokaklardan geçerken ayak izlerimi bırakmak için bir oyana bir buyana bata bata koşuştururdum.

Çatılardan boyları bir metreyi bulan buzdan sarkıtlar sallanırdı, babacığım sıkı sıkı tembihlerdi sarkıtların altından yürümememiz için.

Uğruna insanların öldüğünü, hayatların söndüğünü bilmeden ısındığımız kömürün sönmesini hiç istemezdik. Ama kışlar sert geçerdi Afyon’da ve genellikle kışın ortasında bitiverirdi kömürlerimiz.

Herşeye rağmen, lüks çinko sobalarımızın üstünde közlenen kestanelerin tadına doyulmazdı. Hele sobada kızarmış ekmeklerle yapılan sabah kahvaltılarına…

Hemen hemen bütün şehrin üstüne çöken yoksulluk ve içine sinmiş hüzüne ve dört mevsim yaşanan ayaza, soğuğa rağmen, biz… Biz…

Kurtuluş savaşının kazanıldığı toprakların çocukları…

Ki belki de bu yüzden yoksulduk, bu yüzden hüzünlüydük. Atalarımızın kanlarıyla yunmuş bu topraklar o yüzden kederliydi ve matemdeydi.

Ve biz… Her şeye rağmen hayaller kurardık. Hayallerimizden hiç vazgeçmedik. Mücadelenin kutsal suyundan içtik. Türkiye’min dört bir yanında Kral Arthur’un şövalyeleri gibi, kendi kaderimizi bulmak üzere yola koyulduk. O, zorlu ve kutsal yola…

AFYONKARAHİSAR HALKINA VE AFYON LİSESİ 1982 MEZUNLARINA İTHAFIMDIR…..

Mukaddes Pekin Başdil

Araştırmacı-Yazar

Kaynak: Denizli Haber

uyanış aydınlanma mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes mukaddes mukaddes ruhsal rehber kolektif bilinç farkındalık hazartandoğan hakanyedican hakanyılmazçebi abdullahcanıtez bülentgardiyanoğlu ozanpartal sevildeniz cananbekdik cenksabuncuoğlu Bülent Gardiyanoğlu Çağrı Dörter Deniz Egece Zehirli Mikrofon Halil Ata Bıçakçı Erhan Kolbaşı Hasan Hüsnü Eren Prof. Dr. Gazi Özdemir Anette Inserberg Hakan Yedican Ferhat Atik Mustafa Kurnaz Kubilay Aktaş Hazar Tandoğan Alişan Kapaklıkaya Canten Kaya Şanal Günseli Haluk Özdil Binnur Duman Tuna Tüner Eray Hacıosmanoğlu Serpil Ciritci İlhan Berat Yılmam Teoman Karadağ Dr. Ramazan Kurtoğlu Abdullah Çiftçi Abdullah Canıtez Lemurya MU