Yıllar önce Gothe’yi okurken bir cümlesiyle karşılaşmıştım: Geçmiş 3000 yılının hesabını yapamayan insan “günübirlik insandır” diyordu. Ne demekti bu ve günübirlik insan olmak kötü bir şey miydi? Günübirlik insan olmamak için ne yapmalıydı? Felsefe dünyasına girişim işte böyle bir merakla başladı ve uzun bir yoldu bu, yaşam boyu sürecek olan…
İnsan olmak! Hem çok zor bir şey! Hem de çok kolay! İnsan kimdir? Nedir?
İnsan, diğer canlılar gibi sırf canlılığını sürdürerek yaşayamaz. İnsanın kendine özgü bir canlı olma durumu vardır. Bu onun özel bir durumudur ve diğer canlılardan farklı bir yol izlemek zorundadır. Yani insanı bitkilerden, hayvanlardan ve tüm canlı mikroorganizma ve organizmalardan ayıran şey bu özel durumudur.
Aristoteles’in deyişiyle insanın bir işi vardır. Onun işi sadece “yaşamak” değil ,akılla bağlantılı, “iyi ve güzel bir biçimde” yapılan eylemlerden, yani ruhun erdeme uygun etkinliğinden gelen bir yaşam sürmektir. Böylece insan kendine özgü bir canlı olmanın ötesine geçerek “insan olmak” zorundadır.
Eski çağ filozoflarından erdemin ve bilginin ilk ateşli savunucularından olan Soktates, sorgulanmamış yaşamın yaşanmaya değmediği konusunda ısrarlıdır. İnsanları “bildiğini sanma” yanılgısı üzerine sürekli uyarmış ve erdemin bilgiyle örtüştüğünü savunmuştur. Sokrates’e göre: Bilgi yoksa bilgisizlik vardır. Bilgisizlik ise tehlikelidir.
Bir gün Atinalılar Delphoi’ye Bilici Kalkhas’a gitmişler ve Atina’nın en bilge kişisini sormuşlar. Kalkhas Sokrates olduğunu söylemiş. Sonra Sokrates’e gidip anlatmışlar. Sokrates şaşırarak demiş ki: Ben bir tek şey biliyorum, o da hiç bir şey bilmediğimdir. Çünkü ona göre erdem bilgiyle öğretilebilir bir şeydir ve doğuştan gelmez. Doğru eylem için erdemin bilgisi gerekir.
Hatta Sokratesci okullardan Kynik okulun kurucusu Antisthenes’e göre de: Erdem belli özellikte bir bilgidir. Bilgi kazanılır. Yalnızca ahlak ve etik amaçlara hizmet eden bilgi önemlidir. Bilgi olmadan erdem olanaksızdır. Bu nedenle her tür bilgi insanın yaşamasıyla ve ahlakla bağıntılı olmak zorundadır.
“İki şey üzerine sık sık eğilip ısrarla düşünülürse, insanın ruhsal yapısını hep yeni, hep artan bir hayranlık ve korkunç bir saygıyla dolduruyor: Üzerimdeki yıldızlı gökyüzü ve içimdeki ahlak yasası” diyen Alman düşünürü İmmanuel Kant’a göre: İnsan doğada yalnızca bir canlı olarak kalamaz. Kendine bir dünya kurmak zorundadır. Bu yönüyle insan bir bilgi ve erdem varlığı olmak zorundadır.
İnsan yapıp- etmelerinden sorumludur ve bu sorumluluktur onu insan yapan. İnsan ancak erdem bilgisiyle ve etik bilgisiyle kendini bilir ve insan olmayı öğrenir.
Türk- İslam düşünürü ve halk ozanımız Yunus Emre: Sen doğru ol da, varsın sanan eğri sansın. Lakin sakın unutma ki, sen kendini bir şey sanmadığın sürece doğru insansın demiş ve ünlü sözleriyle kendini bilmenin ilimden geçtiğini dünya literatürüne kazımıştır:
İlim, ilim bilmektir.
İlim, kendini bilmektir.
Sen, kendini bilmezsin.
Ya, nice okumaktır.
Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’in indiriliş sırasına göre ilk ayeti “Oku!” ise kitaptaki ilk emirdir ve çok derin anlamlar içerir.
“Bu adem dedikleri, el ayakla baş değil, Adem manaya derler, suret ile kaş değil” diyen Kaygusuz Abdal, insan aklının anadan doğma kör ve topal olduğunu ileri sürer. Ona göre ” insanı tanımakla kendini tanımış olursun”.insan denilen varlığın, el, ayak, baş, kaştan ibaret olmadığını, maddi varlığında değil, mana varlığında insan olduğunu savunur ve insanın gerçeğe ulaşması için, kendini tanıma zorunluluğunda ısrar eder. Kendini bilmek ise erdemle olur. Yalana, hileye, eğriliğe sapmayacak bencil duygularla hareket etmeyecektir.
Bilmek insanın en temel gereksinimidir ve insan olmanın en temel şartıdır. İnsan düşünmek, sevmek ve inanmak için, bilmek için dünyaya gelmiştir. “Bir insana düşen ilk iş nedir?” sorusunun cevabı gayet açıktır:
İNSANIN KENDİSİ OLMAK…
Mukaddes Pekin Başdil
Araştırmacı-Yazar
Tükendi
Dikkat: Tükenmek üzere!
Availability date:
uyanış aydınlanma mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes mukaddes mukaddes ruhsal rehber kolektif bilinç farkındalık hazartandoğan hakanyedican hakanyılmazçebi abdullahcanıtez bülentgardiyanoğlu ozanpartal sevildeniz cananbekdik cenksabuncuoğlu Bülent Gardiyanoğlu Çağrı Dörter Deniz Egece Zehirli Mikrofon Halil Ata Bıçakçı Erhan Kolbaşı Hasan Hüsnü Eren Prof. Dr. Gazi Özdemir Anette Inserberg Hakan Yedican Ferhat Atik Mustafa Kurnaz Kubilay Aktaş Hazar Tandoğan Alişan Kapaklıkaya Canten Kaya Şanal Günseli Haluk Özdil Binnur Duman Tuna Tüner Eray Hacıosmanoğlu Serpil Ciritci İlhan Berat Yılmam Teoman Karadağ Dr. Ramazan Kurtoğlu Abdullah Çiftçi Abdullah Canıtez Lemurya MU