Ancak Larry Niven buna atıfta bulunur ve “Günahların en büyüğü okuyucunun canını sıkmaktır.” der… Olabildiğince sade ve yalın olmaya ve bu günahı işlemeden yazmaya çalışacağım…

Çok uzun zamandır, dünyada olup bitenleri düşünen, sorgulayan bir çok insan gibi kazdıkça ve derinlere daldıkça, resmin parçalarını bir araya getirdiğimi düşündüğüm her an hiç bir şey elde edemediğimi ve en başa döndüğümü gördüm. Bitmek bilmeyen bu döngünün içinde, huzursuz geçen bir 20 yıldan sonra pozitif düşünce ve sevginin gücüyle tanıştım… Bir sığınak gibi bana iyi gelecekti bu… Değişim kendimde başlayacaktı….

Zig Ziglar bir gün Alabama’da bir konferans için hazırlanırken, kulise öfke ve kızgınlıkla dolu adeta patlamak üzere olan, barut gibi bir kadın gelir. Kendisine Bay Ziglar’dan başka hiç kimsenin yardımı olamayacaktır. Neredeyse ağlayarak anlatır. İşini ve işyerindeki hiç kimseyi asla sevmiyor ve hepsinden nefret ediyordur. Ve 80 iş arkadaşının hiçbiri onu sevmiyor, onunla uğraşıyor ve onu işinden kovdurtmaya çalışıyorlardır. 10 dakika kadar zamanı vardır Zig’in yalnızca. Zig sorduğu birkaç soruyla kadını şoka sokar. Eğer bu gerçek olsaydı zaten 80 kişiden birisi bunu mutlaka başaracaktı, kadın işinden kovulacaktı. Ya gerçekten işini kaybederse ne hissedecekti? Gerçekten işini sevmesi için hiç bir neden yok muydu? Orada hayır olsun diye mi çalışıyordu? Hemen ve şimdi bir deftere işimi seviyorum. Çünkü …… İle başlayan nedenler bulup madde madde yazmasını istedi. Ve neredeyse 22 nedeni hemen 1 dakika içinde bulup yazdılar. Bunu sabah akşam her gün yüksek sesle ayna karşısında tekrarlamasını istedi. Kadın Zig’e kendisine hiç yardımcı olmadığını söyleyerek ayrıldı. 6 hafta sonra başka bir sunum öncesinde Zig tekrar kadınla karşılaşır neredeyse gülümsemekten ağzı kulaklarında derki; “Sizinle o günkü konuşmamızdan sonra 80 iş arkadaşımda çok değişti ve hepsi artık bana karşı çok iyiler ve iyi davranıyorlar.”
Siz kimseyi değiştirmeyeceksiniz ve değiştiremezsiniz de!!! Sadece kendinizi değiştireceksiniz! Her şey gerçekten sizde başlar! Kendinizde…
Einstein’ın dediği gibi; “Deliliğin en büyüğü, aynı şeyleri tekrar tekrar yaparak farklı sonuçlar beklemektir.” Atlar bizi buraya kadar getirdi. Ve atları değiştirmenin zamanı geldi artık. Bizi bu güne kadar getiren düşünce söz ve davranışlar ancak buraya kadar getirebilirdi… Atları bağlayıp, başka atlarla dört nala ve son hızla… Ve keyifle… Yolumuza koyulmanın zamanı geldi…

Olabilecek en güzel ve kayda değer şey de kendimizde ve düşüncelerimizde pozitifliği yaratmak ve pozitif düşünceyi oluşturmak. Çünkü düşünceler sözleri, sözler eylemleri yaratır. Eylemler de hayatımızı…

İkiz kardeşlerin ikisi de aynı zamanda evlenip tesadüfen aynı zamanda boşanmıştır. Birisi her şeyde bir hayır vardır diyenlerdendir ve eski işine geri döner. Orada biriyle tanışıp evlenir ve şimdi çok mutludur. Diğeri boşandığı eşine çok kızgın ve öfkelidir. O’nu asla affetmez ve mutlaka intikamını alacaktır. Öfkesi büyüdükçe huzursuzluğu artar ve zaman içinde iç organları da tepki vermeye başlar. Şimdi hastalıklarla baş etmeye çalışmaktadır artık… İki insan… İki farklı düşünce… İki farklı yaşam… Düşünceni değiştir… Hayatın değişsin…

Mukaddes Pekin Başdil

Araştırmacı-Yazar

Kaynak: Denizli Haber