Çocukluğumuzda hepimizin iyi bildiği, okuduğu ya da çizgi filmini izlediği Alice’i hatırlar mısınız?

Alice, bir gün kız kardeşiyle bir göl kenarında piknik yaparken, konuşan bir tavşana rastlar. Tavşanın peşinden gider ve bir “tavşan deliği”ne düşer. Başka başka evrenlere açılan kapıyı açmak için önce kısalması, sonra uzaması, onlarca macera içinde tekrar tekrar kısalıp uzaması gerekecektir. Hayvanların dilini konuşabildiğini, daha önce bilmediği başka başka dünyalarda bin bir çeşit maceranın içine düştüğünü görecektir.

Daha sonra da, “TAVŞAN DELİĞİ” belgeseller dizisine esin kaynağı olan ” ALİCE HARİKALAR DİYARI’NDA” , ilk defa fantastik bir bilinmeyenler dünyasına giriş bileti olacaktı.

Tavşan deliğinden girmek, çekim yasasından çıkmak gibi bir kapı açılacaktı önümüzde ve her bilinmeyene olan ilgi gibi her gün biraz daha çekilecektik tavşan deliğine ve arkasından da ” solucan deliği” ne…

Peki, nedir bu harikalar dünyası ve solucan deliği?

Kuantum fiziğinin harikalar dünyası, modern bilimin bile açıklayamadığı, atom altı madde parçacıklarının davranışını deşifre ederek, bir türlü anlaşılamayan pek çok psişik ve metafizik soruların çözümünü ve açıklamasını yapabiliyor artık.

Örneğin, bir atom altı parçacığı, bir yörüngeden kaybolabilir ve aynı anda başka bir yörüngede ortaya çıkabilir. Işınlanmada olan budur ve böyle açıklanabilir.
Kuantum fizikçilerinin “kuantum dolaşma” ya da “kuantum dolaşıklığı” olarak adlandırdığı veya Einstein’ın “uzak mesafedeki ürkütücü eylem” olarak açıkladığı şey; parçalanmış parçacıkları milyarlarca kilometre ayırsanız bile, bir parçacıktaki değişim diğerlerinde de aynı değişime neden olacaktır. Bunu daha önceki yazılarımdan birinde anlatmıştım. Amerika’da yapılan bilimsel bir deneyde; deneklerden alınan tükrük ve kan örnekleri kilometrelerce uzağa götürülüp, uygun şartlar altında saklandı. Ve bu deneklere beyzbol maçı izletildi. Onların heyecanla birlikte, psikolojileri ve tükrük bezi salgıları değiştikçe, kilometrelerce uzaktaki kan ve tükrük örnekleri de değişime uğradı.
Psikokinezide veya telekinezide de olan budur. Kişi uzaktaki bir nesneyi etkileyebilir veya etkisi altına alabilir. Bir atom altı parçacık, aynı anda birden fazla yerde olabilir. Bu da, bilokasyon denilen şeyi açıklar; yani aynı anda iki farklı yerde, iki farklı mekanda görünmek olarak bilinen paranormal fenomene açıklık getirir. Hz. Mevlana’nın 6-7 öğrencisinin aynı anda, iftarı kendilerinin evinde açtıklarını iddia etmelerinin açıklaması da bu olsa gerek…

Buradan da paralel evren teorisine geçecek olursak eğer; “Paralel evren”, kendisiyle birlikte var olan varsayımsal, kendi kendine yeten bir gerçeklik olarak tanımlanır. Spesifik ve belirli bir paralel evren grubuna “çoklu ev” denir.
paralel evren teorisi, aynı anda var olan sınırsız sayıda evrenin olabileceğini belirtir. Ve bu evrenler ilk patlamadan beri hala genişliyor ve hatta çoğalmaya devam ediyorlar.

Oysaki eskiden, dünyanın evrenin merkezi olduğunu düşünürdük. Artık böyle olmadığını ve eşsiz olmadığımızı biliyoruz. Galaksimizin ötesinde dünyaya benzer milyarlarca veya trilyonlarca gezegen olabileceğini biliyoruz. Uzaktaki her evrenin, farklı fizik yasalarına sahip olabileceğini, üstelik zaman ve mekanın sadece bu gezegene ait olduğunu da öğrendik. Üç boyutlu bir gezegende yaşıyoruz çünkü.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde Allan Guth, evrenin kozmolojisindeki bazı soruları açıklamak için “kozmik enflasyon” modelini buldu. Bu modele göre, büyük patlamadan sonra genişleyen alanın tamamı aynı anda bozulmuyor, bu farklı bozulma oranları, birden fazla evrenin sonsuz bir şekilde üretilmesine olanak sağlıyordu.

Çoklu evren kavramı ve paralel evrenler, çoğu inançlarla uyumlu olmasa da, bazı mistik üstadlara göre de zaman doğrusal değildir, geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek yoktur, her şey aynı anda, şu anda ve farklı boyutlarda gerçekleşiyor. Yani hepsi bir bütün ve iç içe.

Başka bir deyişle, hiç birimiz tek değiliz, çünkü aynı dünya zamanında başka evrenlerde veya boyutlarda da var olabiliriz. Ve her evren, bizim dünya yasalarımızdan daha farklı fiziksel yasalarla işliyor olabilir.

Bunun ilk başta komik veya tuhaf görünebileceğini biliyorum, ancak bu kavram bizim gibi sıradan ölümlülerin anlayamayacağı kadar karmaşık olan bilimsel verilerle destekleniyor.

Ne kadar ilginç ve fantastik değil mi? Bizim aynı anda farklı evrenlerde veya boyutlarda var olduğumuz duygusu cidden tuhaf gelmiyor mu size? Bir o kadar da heyecanlı.

Şimdi bu gezegende bunu okuyorsunuz, ama aynı zamanda başka bir evrende veya boyutta bir trenin içinde yolculuk yapıyor, başka bir yerde ormanda mantar topluyor, yine başka bir yerde yatağınızda uyuyor olabilirsiniz.

Vay canına… Gerçekten merak ediyorum… Şimdi size bir taraftan bunu yazarken, başka hangi boyutlarda neler yapıyorum acaba?

Mukaddes Pekin Başdil

Araştırmacı-Yazar

Kaynak: Denizli Haber

uyanış aydınlanma mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes mukaddes mukaddes ruhsal rehber kolektif bilinç farkındalık hazartandoğan hakanyedican hakanyılmazçebi abdullahcanıtez bülentgardiyanoğlu ozanpartal sevildeniz cananbekdik cenksabuncuoğlu Bülent Gardiyanoğlu Çağrı Dörter Deniz Egece Zehirli Mikrofon Halil Ata Bıçakçı Erhan Kolbaşı Hasan Hüsnü Eren Prof. Dr. Gazi Özdemir Anette Inserberg Hakan Yedican Ferhat Atik Mustafa Kurnaz Kubilay Aktaş Hazar Tandoğan Alişan Kapaklıkaya Canten Kaya Şanal Günseli Haluk Özdil Binnur Duman Tuna Tüner Eray Hacıosmanoğlu Serpil Ciritci İlhan Berat Yılmam Teoman Karadağ Dr. Ramazan Kurtoğlu Abdullah Çiftçi Abdullah Canıtez Lemurya MU