Dua etmek, bir insandan bir başka insana ve Tanrı’ya titreşimler göndermektir.
Bütün evren titreşim halindedir; titreşim soluduğumuz havada ve aklınıza gelen bütün her şeydedir. İki insan arasındaki etkileşim ise, ikisinin titreşimlerinin resonansa girmesidir. Birisi için ya da kendiniz için dua ederken, ilahi boyutla resonansa girersiniz. Bu şu demek; bizim inançlarımızda olduğu gibi, hiç bir dua geri çevrilmez ve karşılıksız kalmaz. Bu yüzden de çok defalar yazdığım gibi, seçerek dua edin ve doğru dua edin.
Düşünceler de bir çeşit duadır ve bu yüzden de hiç bir şekilde karşılıksız ve boş kalmaz, mutlaka bir gün bir yerlerde karşılık bulup fiziksel gerçekliğe dönüşür.
Duanın en önemli görevlerinden biri yaratıcı düşünceyi teşvik etmektir. İnsan zihninde ve bilinç altında, başarılı bir yaşam için gerekli tüm kaynaklar vardır. Bu düşünceler ve inançlar bilinçli vicdanımızda da mevcuttur ve kontrol edilmeden bırakılması ve gelişmesine izin verilmesi halinde karşılık bulabilir, bu yüzden bunun sorumluluğu tamamen size aittir. Tekrar tekrar vurgulamak gerekirse, dualarımıza mutlaka cevap alırız, istek ve arzularımıza mutlaka karşılık alırız.
Duanın gücü, enerjinin salıverilmesidir ve salınan enerjinin gücü dua edeni de edileni de etkiler ve bu etki süresizce açıktır.
Son zamanlarda duanın, yaşlanma sürecini normalleştirebildiği ve sınırlayabildiği, hastalıkları iyileştirebildiği hatta ortadan kaldırabildiği kanıtlanmıştır. Şimdi hatırlıyorum da, benim çocukluğumda Anadolu’nun her yerinde dualarla hastalıkları iyileştiren yaşlı veya üstatlaşmış insanlar vardı, hangi hastalığa iyi geliyorlarsa insanlar onu bulur ve şifalanırlardı. Elbette o zamanlar insanları dolandıran sahtekarlar yoktu, olsa da barınamazlardı zaten. Sarılık, felç, saçkıran gibi hastalıkları iyileştiren insanları ben bizzat hatırlıyorum bile hatta…
Her neyse… Şimdi şu önereceğim şeyi alışkanlık haline getirmeye çalışın: Her gece yatmadan önce ve her sabah uyanır uyanmaz dua ya da bilinçli düşünce( ki bu da bir çeşit duadır) yoluyla, güzel enerjilere uyumlanıp, pozitif enerjileri içinize çekip, her hücrenizle bu düşünce ya da duaları soluyup, güçlü bir vücut ve açık bir zihinle güne başlayın. Her şey ne kadar farklı olacak göreceksiniz!
Derin ve kalpten yapılan, inanarak ve arzuyla, şevkle yapılan dualar, içsel güçlerimize hayat ve güç verir üstelik bilinçaltımızı etkiler. Böylece daha iyi bir insan olma yolunda bir adım daha ilerlemiş oluruz, daha güzel bir kişiliğe doğru değişim başlar…
Duanın evrendeki en yüksek güce sahip olduğunu bilmek insana iyi geliyor. Çünkü dua, mum ışığında yürüdüğümüz yolları, en modern cihazlarla ve ışıklarla aydınlanmak gibidir, bir düğmeye basmak ve yolumuzu kolaylaştırmaktır yani bir şekilde.
O zaman şimdi, bir dua ve pozitif enerji kodlaması yapalım mı hep birlikte?
Kalbinizi en iyi açacak ve gerçeğe ışık tutacak bir şey bu: Gözlerinizi kapatın. Derin derin bir kaç diyafram nefesi alın. Zihninizde en huzurlu ve dingin olduğunuz zamanı ve yeri canlandırın. Huzur duygusunu hissedin. Oradaki harika enerjiyi ve sevgiyi kıvılcımlandırın. Bu kıvılcımı bir ışık gibi hayal edin ve gözünüzde canlandırın. Bu ışık; sevginin, bolluk ve bereketin, huzur ve barışın ışığı ve enerjisi! Allah’tan bu ışığı ve enerjiyi isteyin, evrenin her yerinden içinize çektiğinizi hayal edin. Şimdi bu ışığı, kalbinizin içine yerleştirin. Siz yaşadıkça bu güzel enerji orada sonsuzca yaşasın! Buna inanın! Ve emin olun…
Kendiniz için ve başkaları için iyi ve güzel şeyler dileyin. Kötü dualar sizden başlayarak başkalarına ulaşır. Önce size dokunur, sonra başkasına. İçinize sinmeyen, size huzur vermeyen, kendiniz için istemediğiniz şeyleri başkaları için de istemeyin. İlahi sistem böyle çalışıyor.
İsteklerinizin doğruluğunu ve masumluğunu gözlemleyin. Ne olursa olsun, hiç tereddütsüz isteyin, Allah’ın yaratıcılığı sonsuzdur ve tasvir edilemez. O’nun gücünden şüphe etmeyin, çünkü kuşku gücü azaltır. İnanmak ve derinden istemek ya da arzulamak kısa yol ve en etkili yoldur. Yaradanın yaratıcılığı sınırsızdır ve yapamayacağı hiç bir şey yoktur, siz en baştan inançsız olmadıkça…
Önemli bir dileğiniz olduğunda, önce bunun için dua edin ve sonra da ilahi sisteme bırakın. Sonra onu zihninizde görselleştirin ve bu zihinsel imgeyi mümkün olduğunca sık sık tekrarlayın. Ve sistemin sizin için doğru olanı yapmasını isteyin.
Amacınızı yerine getirmek için hedeflerinizi dikkat ve titizlikle takip edin. Yapmanız gereken en önemli iki şey, kendinizi hedefinize ulaşacağınıza ikna etmek ve buna inanmaktır. Olumlamalar yapmak ve olmuş gibi düşünmek, duygunun içine girmek, o duyguyla heyecanlanmaktır. Ve bunu yapmaya devam edin, zihinsel imajınızın gerçekleştiğini hayal edin. Ve görüntü aklınızda sabitleştiğinde, “dua ettiğiniz” ve “görselleştirdiğiniz” her neyse, bir gerçek haline geldiğini, “gerçekliğe” dönüştüğünü ve tam bir görüntüye evrildiğini göreceksiniz…
Haydi! Hemen şimdi başlayın!
Mukaddes Pekin Başdil
Araştırmacı-Yazar
Tükendi
Dikkat: Tükenmek üzere!
Availability date:
uyanış aydınlanma mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes mukaddes mukaddes ruhsal rehber kolektif bilinç farkındalık hazartandoğan hakanyedican hakanyılmazçebi abdullahcanıtez bülentgardiyanoğlu ozanpartal sevildeniz cananbekdik cenksabuncuoğlu Bülent Gardiyanoğlu Çağrı Dörter Deniz Egece Zehirli Mikrofon Halil Ata Bıçakçı Erhan Kolbaşı Hasan Hüsnü Eren Prof. Dr. Gazi Özdemir Anette Inserberg Hakan Yedican Ferhat Atik Mustafa Kurnaz Kubilay Aktaş Hazar Tandoğan Alişan Kapaklıkaya Canten Kaya Şanal Günseli Haluk Özdil Binnur Duman Tuna Tüner Eray Hacıosmanoğlu Serpil Ciritci İlhan Berat Yılmam Teoman Karadağ Dr. Ramazan Kurtoğlu Abdullah Çiftçi Abdullah Canıtez Lemurya MU