Siz hiç bir leylekle kartalın birlikte uçtuğunu gördünüz mü?

Ya da bir saka kuşu kumruya: “haydi kanka şehrin göklerinde panoramik bir tur atalım!” der mi?

Her şey bir ışıktır demiştik ya; gördüğünüz, görmediğiniz, dokunduğunuz, dokunmadığınız, kokladığınız, tattığınız, işittiğiniz. Ve ışık bir enerji salınımıdır. Işığın frekansı değiştiği için kırmızıyı kırmızı, maviyi mavi görürüz. Aynı titreşimler aynı rengi yansıtır. Aynı titreşen varlıklar da bir arada salınırlar. İnsanlar ancak aynı frekansa sahip ise yan yana gelir ve birlikte olurlar. Bizim düşüncelerimiz hangi yoğunlukta ise, ne ise ona uygun insanları, olayları be deneyimleri hayatımıza çekeriz.

Dostlar, arkadaşlar, bir restoranda aynı masada oturan insanlar aynı ya da yakın frekanslarda titreşirler. Sadece bu yüzden yan yana gelirler.

Bazen de keyifli zaman geçirdiğiniz çok eğlenceli bir ortama birinin gelmesiyle bütün büyü bozulur. Bir an da ortamın enerjisi değişir, bu da oradaki enerjinin çok dışında olan bir varlığı işaret eder. Ya da tersi olur bazen. Bir grup insan somurturken bir neşe enerjisi giriverir ortama herkesi tutup yukarı çeker. Dostlukların bitmesi hatta bazen ilişkilerin, evliliklerin bitmesi ve ayrılıklar da bu yüzdendir.

Aralarından birinin frekansı yükselmiş ya da düşmüş olabilir. Diğerinin ki aynı kalırsa, birbirlerinin hologramından düşerler. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, birbirlerinin frekans aralığının dışına düştüklerinden artık bağlantı kuramazlar. Aslında bunun anlamı şudur: Artık birbirlerine öğreteceklerini öğretmişler, verecekleri dersi vermişlerdir. Yol buraya kadardır ve zaman gitmek zamanıdır. Burada bunu iyi anlayıp, büyük resmi iyi görmek, dostça, sevgiyle, şefkatle, merhametle, helalleşerek, birbirlerine güzel dileklerde bulunarak yollarına devam etmek gerekir.

Arkadaş, iş, eş, dostluk ve tüm ilişkiler bununla ilgilidir. Birinin rezonansı değişmiştir, hologram düşmüştür.

Buradaki en önemli mesaj, dersi almış olmaktır. Hem kendinizi hem diğerini hoş görmek affetmek sevgiyle göndermek gerekir, aksi halde biz öğreninceye kadar, biz dersimizi verinceye kadar, farklı mekan, ortam, şehir ve yerlerde, farklı insanlarla aynı ya da benzeri sınavlar tekrar tekrar önümüze gelecektir. Ta ki biz bunu fark edip, anlayıp, alıp kabul edinceye kadar…

Bu yüzden “hep aynı olaylar benim başıma geliyor“ deriz. “Aynı tip insanlar beni buluyor“ deriz.

Kim bilir kaç kez benzeri ilişkiler yaşadınız değil mi? Kaç kez dostluklarınız benzeri sebeplerle sona erdi? Kaç kez aynı hayal kırıklığı ile bitti ilişkileriniz? Buradaki mesajı almak gerek. Çünkü geçilmesi gereken bir engel, bir adım vardır, bir farkındalığa ihtiyaç vardır çünkü tekamülümüz için bu yol geçilmelidir. Tekrar tekrar başımıza gelenler ilahi armağanlardır önümüze koyulan. Büyük resme bakmak gerekir.

Ayrıca bildiğiniz tüm teknikleri kullanın, alıp kabul etmeyi seçin. Kabulde olun. Önce kendinizi affedin, sonra karşınızdakini ve yaşadığınız olayı. Hep anlattım yazılarımda, hoopono’pono tekniğini hayatınızdan eksik etmeyin. Her zaman cevap yerine soruda kalmak önemli bir ipucudur burada. Ayrıca böyle durumlarda acsess tekniklerinin çok faydası olacaktır. Neden bu tür şeylerde takılı kaldım? Burada göremediğim nedir? Alıp kabul etmem gereken nedir? Neyin farkındalığında olmam gerekiyor? Alıp kabul etmem için ne gerekir? Başka neler mümkün? Bundan daha iyi nasıl olur?

Soru sormak her zaman enerjiyi serbest bırakır ve blokajların çözümüne yardım eder.

Bununla birlikte kabule geçin. Kabule geçiş, her şeyin olması gerektiği gibi olmasına izin veriştir. Unutmayın bize en çok acı verenler ve üzenler, olaylar, insanlar, deneyimler, bizim en iyi öğretmenlerimizdir. Bize öğretip gideceklerdir, sevgiyle gitmelerine izin verin. Yollarını açın. Zaten hologramınızdan düşen kuşlarla birlikte uçamazsınız artık. Çabalamayın…

Eşlerin, yakın arkadaşların bilinç seviyelerinin, duygularının ya da zihinlerinin vibrasyonu farklılaştığı an da geri dönüş olmaz, olsa da devamlılık göstermez. Bilinç seviyeleri ve duygu seviyeleri farklılaştıkça ayrılıklar kaçınılmaz olur. Şu an da yakın ilişkiler içinde olduğunuz insanlara bakın. En yakın dostlarınıza, ilişkinize, evli olduğunuz insana, birlikte zaman geçirdiklerinize bakın. Onlara baktığınızda kendi bilinç seviyenizi ve duygu rezonansınızı göreceksiniz, onlar sizin aynınız. Ya da rakip gördüğünüz insanlarda sizin aynınız…

Onlardan farklı değilsiniz, daha iyi ya da kötü değilsiniz, siz onlarla eş duygu, bilinç ve zihinde titreşiyorsunuz; çünkü benzer benzeri çeker…

Mukaddes Pekin Başdil

Araştırmacı-Yazar