İMAJIMIZ VE BİZ

İnsan tek başına olsaydı bu dünyada, nasıl göründüğünü, dış görünüşünü, yeteneklerini, sahip olduklarını önemser miydi acaba? Bir anlamı olur muydu bütün bunların diye düşünmekten alamıyorum kendimi bazen. Bir arada yaşadığımız insanlarla iletişimde olduğumuz için mi bir anlamı var her şeyin acaba? Görüntümüz, davranışlarımız, hareketlerimiz nasıl olurdu tek başına olsaydık bu dünyada? Başkalarının zihnindeki biz, yani imajımız yaşam amacımız değildir ama iletişimde etkili olmak, güven duyulmak, duygusal bağ kurmak, beğenilmek, takdir edilmek, önemsenmek, onaylanmak temel amaçlarımızın içinde olmazsa olmazlarımızdır. İnsanlar bizim hakkımızda bilinçaltlarında yerleşmiş bazı düşünsel kalıplara, iyi veya kötü yargılara sahiptir. Giysilerimiz, davranışlarımız, konuşma biçimimiz, beden dilimiz, yaşam tarzımız, mesleğimiz, sosyo-ekonomik durumumuz başka insanlarda bir takım izlenimler oluşturur ve bizim hakkımızda yargıya varırlar. Nasrettin Hoca'nın kürküne yemek ikram etmesi gibi, bazen bu yargılar kırıcı ve incitici olabildiği gibi, illaki doğruyu yansıtmaz. Genel olarak dünyada yanlış olan bir önyargı vardır. Güzel olan insanların, hatta altın orana sahip olanların, en doğru en inandırıcı en dürüst insanlar olduğu düşünülür. Dış görüntünün önyargısal yanıltıcılığıdır bu. İlk izlenimler, her zaman önemlidir çünkü ilk izlenimi bırakmak için başka şansımız yoktur. Bu yüzden bu ilk izlenim asla ortadan kalkmaz. Her ne kadar son izlenim ilk izlenim kadar önemli olsa da, bu ilk izlenim kadar etkili olamaz. İlk izlenim de en etkili olan imajımız, samimiyet, doğallık, özgünlük, zeka ve başarı durumumuzdur. Ve elbette dış görünümümüz. Mevlana'nın dediği gibi " İnsanlar dış görünümüyle karşılanırlar ama düşündükleriyle ve akıllarıyla geçirilirler.". Dış görünüm ilk izlenim ve imaj açısından çok değerlidir ama tek başına bir şey ifade etmez. Bazen medyada öyle güzel kadınlar görüyorum ki, altın orana sahipler; " wov!" diyorum " Tanrı ne güzel yaratmış özenerek." Bir konuşmaya başlıyorlar ki sormayın hayal kırıklığımı. " Ah! Keşke hiç ağzını açmasaydı.!" diyorum. Üzülüyorum zekasına, aklına, boşluğuna, zavallılığına. "Keşke biraz okuyup birşeyler öğrenseydi" diyorum sitemle. Statümüz, ustalığımız, profesyonel etkileme gücümüz algılanma şeklimizi etkiler. Sevilen, sayılan, güvenilen ve aranan kişi olabilmek kadar tam tersi de mümkündür. Geçmişteki olumlu ya da olumsuz imajlarımız bugünü etkiler. Ama şu an ki kişisel imajımız önemlidir. Bu nedenle sosyal hayattan kopmamak ve sürekli yenilenmek önemlidir. Sosyal hayatın dışında olan insanlar için, başkalarının ne düşündüğünün ne hissettiğinin önemi yoktur. İyi bir izlenim ya da imajı önemsemezler. Birlikte yaşamak durumunda olduğumuz için, davranışlarımızda özenli olmak ve başkalarını önemsemek zorundayız. İlk izlenimler her zaman sonrakileri etkiler ama, son izlenimler de önemlidir çok. Son görüş, son söz, son fikir, son hareket de ilk izlenim kadar, hatta birdahaki karşılaşmaya kadar unutulmayacağı için, ilk izlenimden daha önemlidir. İletişimin tüm olanakları kullanılabilmeli ve en doğru ve en etkileyici ifadeler seçilmelidir. İnsanın kendini nasıl gördüğü kadar, başkalarının onu nasıl gördüğü ve onun kendini nasıl göstermek istediği ise başka bir önem taşır. Ortama göre giyinmek, bir cenazeye giderken, bir davete giderken, ne zaman, nerede, ne giyeceğini bilmek, resmi, spor, şık ya da ciddi görünüşlü giyinmek, geleneksel ya da modern giyim tarzımız imajımızı ve sosyal sınıfımızı yansıtan özelliklerimizdendir. Vücut dilimiz, kıyafetlerimiz, nereye, ne zaman, ne giydiğimiz, duruşumuz, gözlerimiz, ses tonumuz, ilk ve son bıraktığımız izlenimler kadar imajımızı etkiler. Elbette imajımız yaşamda mutlu olabilmek ve huzur içinde yaşayabilmek için olmazsa olmaz değildir, ama sosyal insanın mutlu olma nedenlerinden biridir. Bütün bunların hepsi tek bir yere çıkıyor sonuçta. Her zaman ve her yerde, hep illa ki insan olabilmek. İnsan olabilmek hiç de zannedildiği kadar zor değildir. Kendin olmak ve kendini bilmektir...

uyanış aydınlanma mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes mukaddes mukaddes ruhsal rehber kolektif bilinç farkındalık hazartandoğan hakanyedican hakanyılmazçebi abdullahcanıtez bülentgardiyanoğlu ozanpartal sevildeniz cananbekdik cenksabuncuoğlu Bülent Gardiyanoğlu Çağrı Dörter Deniz Egece Zehirli Mikrofon Halil Ata Bıçakçı Erhan Kolbaşı Hasan Hüsnü Eren Prof. Dr. Gazi Özdemir Anette Inserberg Hakan Yedican Ferhat Atik Mustafa Kurnaz Kubilay Aktaş Hazar Tandoğan Alişan Kapaklıkaya Canten Kaya Şanal Günseli Haluk Özdil Binnur Duman Tuna Tüner Eray Hacıosmanoğlu Serpil Ciritci İlhan Berat Yılmam Teoman Karadağ Dr. Ramazan Kurtoğlu Abdullah Çiftçi Abdullah Canıtez Lemurya MU