Charlie Chaplin (Şarlo), “Konuşursam beni sadece İngilizce bilenler anlayacak, ama sessiz bir filmi herkes anlayabilir ve dünya Amerika’dan ibaret değildir” demiş ve gerçekten beden dilinin etkin kullanımıyla, sessiz ve derinden bütün dünyaya ün salmış birisi. Kıyafetleri, ünlü bastonu ve biricik şapkasıyla bütün dünyanın hafızasına kazındı, üstelik dünyanın dört köşesinde onunla aynı

kültürü paylaşmayan, aynı dili konuşmayan milyonlarca insanı aynı anda güldürmeyi başardı. İyi bir gözlemci olduğu için, başka coğrafyalarda ve başka tarih, mekan ve kültürlere de sahip olsalar, öğrendiği tek şey: “Nerede ve hangi zamanda olursa olsun; insan hep aynı insandı!” Sadece bunu yaptı; gözlemledi ve taklit etti. Vücut dilini ve mimiklerini çok iyi kullandı, inanılmaz bir başarı elde etti.

İnsanlar henüz anne karnında iken çevreyle ve anneyle iletişimi öğrenirler. Doğdukları andan itibaren de bu iletişim farklılaşarak çoğalıp gider. Misafirlikte annenin bakışlarından yaramazlık yapmamayı, zararlı bir objeye dokunmamayı öğrenirler. Hatta yeni bir şey deneyecekleri zaman, anneye bakıp onun tepkisini ölçmek isterler.

Aslında ” insanlar konuşa konuşa anlaşır” atasözümüz ne kadar doğru da olsa, tam da gerçeği yansıtmıyor gibi.

Kıyafetler, seçtiğimiz renkler, kullanılan aksesuarlar, gözlükler, yaşam alanlarımız, ses rengi, ses tonu, jest ve mimikler, mekan ve zaman, kullanılan araç ve gereçler, yediğimiz yemekler, içtiklerimiz, vücut şeklimiz, fiziksel görünüm, el- kol hareketleri, göz- bakış, duruş, baş hareketleri ve daha pek çok şey karşımızdaki kişiye bizim hakkımızda bilgi verir. Bütün bunlarla karşımızdakine bilgi verirken, benzer bir biçimde aynı yöntemle karşımızdaki kişi hakkında fikir yürütebiliriz.

Bilim adamlarının yıllar süren araştırma ve anket sonuçlarına göre: İnsanlar arası iletişimde, hiç kelime kullanmadan ve konuşmadan yapılan iletişim yaklaşık % 93. Bunun % 55’i beden dili, % 38? i ses tonu, % 7? si ise kullanılan kelimelerden oluşuyor. Yani biz insanlar arası iletişimimizde aslında çok büyük bir oranda sözsüz iletişim içindeyiz. Hatta bir work shop sırasında bire bir deneme şansım oldu (siz de deneyebilirsiniz); değişik ses tonları ve telaffuzları ile sessiz, yüksek sesle, avaz avaz bağırarak, hakaret eder gibi, öfkeli, sinirli, fısıltıyla, gülerek, kahkaha atarak, alay eder gibi ve birçok şekilde, “Seni seviyorum!” dedik birbirimize. Sadece tek bir cümle, aynı cümle, ama hissettirdikleri, inanılmaz…

Mukaddes Pekin Başdil

Araştırmacı-Yazar

Kaynak: Denizli Haber

uyanış aydınlanma mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes mukaddes mukaddes ruhsal rehber kolektif bilinç farkındalık hazartandoğan hakanyedican hakanyılmazçebi abdullahcanıtez bülentgardiyanoğlu ozanpartal sevildeniz cananbekdik cenksabuncuoğlu Bülent Gardiyanoğlu Çağrı Dörter Deniz Egece Zehirli Mikrofon Halil Ata Bıçakçı Erhan Kolbaşı Hasan Hüsnü Eren Prof. Dr. Gazi Özdemir Anette Inserberg Hakan Yedican Ferhat Atik Mustafa Kurnaz Kubilay Aktaş Hazar Tandoğan Alişan Kapaklıkaya Canten Kaya Şanal Günseli Haluk Özdil Binnur Duman Tuna Tüner Eray Hacıosmanoğlu Serpil Ciritci İlhan Berat Yılmam Teoman Karadağ Dr. Ramazan Kurtoğlu Abdullah Çiftçi Abdullah Canıtez Lemurya MU