Bugünkü yazım size biraz değişik gelebilir belki ama çok önemli bulduğum için bir kaç kez üstünkörü geçmiştim aslında.

Yazıya başlamadan önce, sizden ricam, tanıdığınız ya da tanımadığınız, şu an en yakında duran hemcinslerinizi göz ucuyla incelemenizi rica ediyorum. Oldukları gibi ve şekil olarak. Saçları, gözleri, kıyafetleri, kullandıkları bütün aksesuarları, hatta duruş ve tavırlarıyla. En az bir kaç kişi olmalı. Ne görüyorsunuz?

Popüler kültürün sahte beden tiplerini ve yaratılarını…

Rönesansın, Barok sanatın, Botticelli’nin, Raffeello’nun, Leonardo, Titian, Michelangelo, Bellini’nin o tanrıça bedeninde resmedilmiş kadın figürlerine baktığınızda, kadın bedeninin kapitalist ve modernite dünyasında nasıl bir tüketici profili olarak yeniden yaratıldığını görebiliyorsunuz. Kaydedilmiş ve çoğaltılmış aynı beden tiplerine ve aynı yüz ifadesine sahip, tek yönlü ve aynı çizgiye oturmuş, aynı hayatı yaşamaya zorlanan kadınlar… Kültür ve kitle endüstrisinin standartlaşmış ve tek tip ürünleri sunduğu, tek tip tüketici grubundan oluşan bir toplum yaratmaya çalışıyorlar. Bu sahte ve kadına zorla diretilen kitle kültüründe, etiketler bile küçüldü. Bir zamanlar 38 etiketli olan markaların, aynı bedenlerinde 36 yazıyor artık. XX smalllar yığınlarla piyasaya sürüldü. Yakında kadınlar görünmez olacak gibi çılgın düşüncelere kapılmamak elde değil.

Yaradılışından bu zamana kadar, erkek sesli siyasette, bilimde, iş, sanat ve yazın dünyasında çabalayan, kendi mücadelesini veren, görmezden gelinen kadın, artık kendine diretilen ” CAM TAVAN” engelini fark etti ama bu defa da kültür endüstrisinin o bas bas bağıran ama fark edilmek istenmeyen “MODA” tuzağına düştü.

Yok, bu aslında her iki cinsinde problemi. Erkeklere de salkım salkım saçlar ve Arnold tipinde, şişirilmiş üçgen vücutlar çiziyorlar Hollywood kültüründe ama erkekler zorlamaya gelmediği gibi para harcamaktan hoşlanmıyorlar, bu yüzden kitle endüstrisinin bütün ilgi odağı kadınlar…

Theodor Adorno’nun “meta- fetişizmi” olarak adlandırdığı bu durum, kadınlara SAHTE İHTİYAÇLAR yaratıp, kültürel ürün üretimi yapan ve dağıtan bu medya şirketlerinin, onların sahte-ihtiyaçlarını doyurmak adına kazanç elde etmesidir. Üstelik hiç yorulmadan standart ürünler, standart sunumlar, paket programlar, paket fiyatlara…

Bütün bunlar sinema ve medya endüstrisinin, ünlüleri kullanarak yaptığı bilinçdışı tekniklerle yerleşti. Bu yüzden aslında kadın gibi göründüğü, lolipop bir manken vücuduna sahip olmadığı için, mutsuz kadınların sayısı arttı. Bugün kadınlar artık ya aç geziyor ya da zayıflamak adına türlü çılgınlıklar yapıyor. İnternet ayrı bir tehlike zaten. Duydukları bütün yöntemleri kullanıp, avuç avuç para harcayanlar. Her şeyden önce doktora danışılmadan ilaç kullanan, ya da eczanede satılmayan, içinde ne olduğu bile belli olmayan onlarca çeşit ilaçta çare ararken, dönüşümsüz zarar görenler.

Bu gerçek hayat değil… Bu bir halüsinasyon, bir akım. Bu doğal bir durum değil. Artık bize kimse ne giyeceğimizi, nasıl görüneceğimizi tutturmasın. Bize repliklerimizi söylemesin. Artık tek bir gram yağları olmayan, yüzünde tek bir sivilce çıkmayan, tek bir çizgisi olmayan 70 yaşındaki ünlülerle bizi kandırmasınlar. Biliyoruz ki dişleri sahte, kaşları sahte, gözleri saçları dudakları vücutları kulakları burunları sahte… Gerçek olan doğal döngüdür.

Öz saygınız ve içsel güzelliğinizdir. Nasıl göründüğünüz değil, bu dünyada ne yaptığınız ve ne bıraktığınızdır sizi ölümsüz kılacak olan. İnsanoğlunun bütün çabası bu değil mi zaten, ölümlülüğe direnmek, beğenilmek, takdir edilmek. Ve varoluşunu gerçekleştirmek en büyük ruhsal doyum. Bunun için de doğaya direnmek yorucu ve tüketici. Geldiği gibi kabul etmek yaşamı ve akışına bırakmak…

Biraz sağlıklı ve enerji açısından değerli sebze-meyve-tahıl ağırlıklı beslenme ve biraz da spor yeterli. Elbette ki bir dilim çikolata yemeden… Bu dünyanın da tadı çıkmazdı…

Mukaddes Pekin Başdil

Araştırmacı-Yazar

Kaynak: Denizli Haber

uyanış aydınlanma mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes mukaddes mukaddes ruhsal rehber kolektif bilinç farkındalık hazartandoğan hakanyedican hakanyılmazçebi abdullahcanıtez bülentgardiyanoğlu ozanpartal sevildeniz cananbekdik cenksabuncuoğlu Bülent Gardiyanoğlu Çağrı Dörter Deniz Egece Zehirli Mikrofon Halil Ata Bıçakçı Erhan Kolbaşı Hasan Hüsnü Eren Prof. Dr. Gazi Özdemir Anette Inserberg Hakan Yedican Ferhat Atik Mustafa Kurnaz Kubilay Aktaş Hazar Tandoğan Alişan Kapaklıkaya Canten Kaya Şanal Günseli Haluk Özdil Binnur Duman Tuna Tüner Eray Hacıosmanoğlu Serpil Ciritci İlhan Berat Yılmam Teoman Karadağ Dr. Ramazan Kurtoğlu Abdullah Çiftçi Abdullah Canıtez Lemurya MU