Bu dünyada bize kim olduğumuzu ve gerçek doğamızın sevmek ve sevilmek olduğunu hatırlatan binlerce film ve kitap moda son zamanlarda. Hepimizin istediği tek şey sevilmek. Bütün kurgu ve hayaller sevilmek üzerine kurulu. Oysa ki evrenin bir dengesi vardır ve vermeden alamazsınız, ekmeden biçemezsiniz. Geçenlerde bir yerlerde okumuştum hatırlamıyorum; “Yaşam bir bahçe gibidir.” diyordu, “Nefret eken nefret biçer, sevgi eken sevgi biçer.”
Her neyse…. Dünyanın başka bir ucundan yazıyorum bugün size. Bir kez daha anladım ve gördüm ki, hepimiz aynı etten kemikten yapılmışız, aynı şeylere gülüp ağlıyoruz, aynı sevgi ve sevilme özlemi içindeyiz.
Eski mahkumların aileleri tarafından restore edilmiş Killmainham Goal Hapishanesi’nin taş duvarlarına kazınmış sevginin; kendini insanlığa ve ülkesine duyduğu sevginin ve aşkın gerisine taşımış onlarca genç şair, yazar ve entelektüelin trajedi ve seve seve ölüme gidiş hikayeleri… İçlerinden biri sadece 20 li yaşlarındadır ve öldürülmeden birkaç saat önceçocukluk aşkıyla hapishanede evlenmesine izin verilmiştir. İşte sevgi böyle bir şeydir. Bütün bu duygu ve sevgi yumağı içindeyken, bugün size çok uzaklardan, aşkın ve içkin sevginin en yoğun yaşandiğı ilişkilerden olan, bir anne-kız hikayesini gönderiyorum, bu anonim hikayeyi yıllar önce bir yerlerde okumuştum.
Kadının çok güzel bir kızı vardır. Kadın onu her gün: “Benim güzel çiçeğim!” diye sever. Kız çok mutludur ve çok güzel olduğunu düşünür.Yıllar geçmiştir kadın hep aynı sever kızını: “Benim güzel çiçeğim!” diye. Önce sokakta dalga geçer arkadaşları onunla ve çok çirkin olduğunu söylerler.Kız annesine sorar: “Ben çirkin miyim anne?” “Hayır kızım.” der kadın,” Sen dünyanın en güzel çiçeğisin!” Kız okula başlar,herkes dalga geçer,herkes kaçar kızdan korkarak.Kız annesine sorar tekrar: “Anne ben çirkin miyim?” “Hayır.” der kadın.”Sen dünyanın en güzel çiçeğisin.” Yıllar geçtikçe kızın annesine öfkesi ve kızgınlığı artar.”Sen benle alay mı ediyorsun kadın? Herkes çirkin yüzlü ve kambur olduğumu söylüyor, sen tersini söylüyorsun!” Kadın kızına der ki:”Üzülme kızım,sana gereken bir çift göz bulundu ve yakında ne kadar güzel olduğunu kendin göreceksin ve bana inanacaksın!”. Gün gelip çatar. Operasyon başarılı geçmiştir ve doktor kızın gözlerindeki bandajı yavaş yavaş çıkarır.Önce her şey bulanıktır,sonra tek tek berraklaşır. Kız bir ayna ister,en çok kendini merak ediyordur.Etrafındakilere bakmaz bile. Aynada gördüğü kız çok ama çok güzeldir. Hayretle annesini arar gözleri, ama kadın yoktur.Doktora şaşkınlıkla anlatır: Herkes ona çok çirkin olduğunu söylemiştir hep, annesi hariç. Aslında çok güzel bir kız vardır aynada,bu nasıl olmuştur?Doktor tereddütsüz cevap verir: “Çünkü annenin sana sevgiyle bakan gözleriyle bakıyorsun!”
SEVGİYLE BAKAN GÖZLER İÇİN, GÖZLERİNİZİ SEVGİYE AÇIN!
Mukaddes Pekin Başdil
Araştırmacı-Yazar
Tükendi
Dikkat: Tükenmek üzere!
Availability date:
uyanış aydınlanma mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes pekin başdil mukaddes pekin mukaddes başdil mukaddes mukaddes mukaddes ruhsal rehber kolektif bilinç farkındalık hazartandoğan hakanyedican hakanyılmazçebi abdullahcanıtez bülentgardiyanoğlu ozanpartal sevildeniz cananbekdik cenksabuncuoğlu Bülent Gardiyanoğlu Çağrı Dörter Deniz Egece Zehirli Mikrofon Halil Ata Bıçakçı Erhan Kolbaşı Hasan Hüsnü Eren Prof. Dr. Gazi Özdemir Anette Inserberg Hakan Yedican Ferhat Atik Mustafa Kurnaz Kubilay Aktaş Hazar Tandoğan Alişan Kapaklıkaya Canten Kaya Şanal Günseli Haluk Özdil Binnur Duman Tuna Tüner Eray Hacıosmanoğlu Serpil Ciritci İlhan Berat Yılmam Teoman Karadağ Dr. Ramazan Kurtoğlu Abdullah Çiftçi Abdullah Canıtez Lemurya MU